Güncelleme Tarihi: 27 Ekim 2025
Yürümek artık eziyete mi dönüştü?
Eskisi gibi uzun mesafeleri yürüyemiyor, birkaç adım attıktan sonra dinlenme ihtiyacı mı hissediyorsunuz? Yürüyüşe başladığınızda dik duruşunuz kısa sürede bozulup öne doğru eğilmeye mi başlıyor? Bacaklarınızdaki uyuşmalar, güçsüzlük hissi ve hatta zaman zaman idrar kaçırma şikayetleri de mi başladı?
Tüm bu belirtiler size yabancı değilse, büyük olasılıkla omurilik kanal darlığı (spinal stenoz) yaşıyor olabilirsiniz.
Omurilik Kanal Darlığı (Spinal Stenoz) Nedir?
Omurilik kanal darlığı, omuriliğin geçtiği kanalın zamanla daralmasıyla sinirlerin sıkışmasına neden olan, genellikle yaşa bağlı gelişen bir durumdur. Tıbbi adıyla spinal stenoz olarak bilinir. Endişelenmeyin; bu tablo bir tümör, kanser ya da kötü huylu bir hastalık değil. Kanal darlığı, selim yani iyi huylu bir durumdur.
Normalde omurilik kanalı, beyinden gelen komutları vücuda rahatça iletir. Ancak kanalın çeşitli nedenlerle daralması bu iletimi zorlaştırır. Sonuç olarak bacaklarda uyuşma, yürürken zorlanma, öne eğilerek yürüme gibi şikayetler ortaya çıkar. Zamanla günlük yaşamı olumsuz etkileyen bu belirtiler, kanal darlığının ilerlediğini gösterir.
Son Yılların Moda Hastalığı Omurilik Kanal Darlığı
Omurilik kanal darlığı, yani tıbbi adıyla spinal stenoz, 25–30 yıl öncesine kadar nadiren duyduğumuz bir rahatsızlıkken artık neredeyse hepimizin çevresinde sıkça rastladığı bir sağlık sorununa dönüştü. Bunun en büyük sebebi, bu hastalığın %80–85 oranında yaşlılıkla ilişkili olması.
Toplum olarak artık daha ileri yaşlara ulaşabiliyoruz. Yaşam süresi uzadıkça, yaşa bağlı ortaya çıkan hastalıkların da görülme sıklığı artıyor. İşte bu yüzden dar kanal hastalığı, günümüzün en yaygın omurga problemlerinden biri haline geldi.
Omurilik Kanal Darlığı Tanısı
Omurilik kanal darlığı, genellikle ileri yaş grubunda görülen bir rahatsızlık olduğu için tanı süreci çoğu zaman gecikebilir. Bu hastalar, çoğunlukla ailelerin en kıymetli büyükleridir ve beraberinde tansiyon, diyabet, kalp hastalıkları gibi başka sağlık sorunları da bulunabilir.
Üstelik bu klinik tablo çoğu zaman yalnızca yürüme sırasında ortaya çıkan belirtilerle kendini gösterir: kısa mesafelerde yürürken bacaklarda ağrı, uyuşma, güçsüzlük, sık sık durma ihtiyacı gibi… Fizik muayenede net bulgular vermemesi, cerrahi karar alma sürecinde hem hasta hem hekim açısından tereddüt yaratır. Bu da doğal olarak tedavi sürecinin ertelenmesine neden olur.
Omurilik Kanal Darlığında Sosyal Yaşam ve Korkular
Omurilik kanal darlığı tanısı konmuş hastaların önemli bir kısmı, eski ameliyat hikâyeleri nedeniyle büyük bir korku yaşıyor. Özellikle açık cerrahi yöntemlerle ilgili duyulan felç kalma, yatalak olma ya da ameliyat sonrası ölüm gibi endişeler; hem hastayı hem de yakınlarını kararsızlığa sürüklüyor. Bu da, ameliyatın tamamen rafa kaldırılmasına yol açıyor.
Ancak gerçek şu ki; kanal darlığı yaşayan kişi bu ağrılı ve kısıtlı hayatı istemese de, genellikle bu duruma mahkûm bırakılıyor. O evin değerlisi olan büyüklerimiz, dört duvar arasına sıkışmış bir yaşamı kabullenmek zorunda kalıyor.
Kanal Darlığı Krem ile Çözülebilir mi?
Ne yazık ki omurilik kanal darlığı, masajla, kremle, fizik tedaviyle ya da iğne–ilaç uygulamalarıyla tedavi edilebilecek bir durum değildir. Çünkü ortada yapısal bir sorun vardır: omurilik kanalında fiziksel bir daralma. Bu darlığın açılması gerekir.
Ancak bu işlem sanıldığı gibi korkutucu değildir. Günümüzde uygulanan mikrocerrahi tekniklerle, çevre dokulara zarar vermeden, adeta “tereyağından kıl çeker gibi” hassasiyetle müdahale yapılabilir. Cerrahinin süresi kısadır, kanama riski minimum düzeydedir.
Hedef; hastayı mümkün olduğunca hızlı ayağa kaldırmak ve emboli gibi riskleri sıfırlayacak şekilde mobil hale getirmektir. Doğru hasta seçimi ve doğru cerrahi yöntemle yaşam kalitesi ciddi oranda geri kazanılabilir.
Kanal Darlığında Etkili Yöntem: Mikrocerrahi
Kanal darlığı tedavisinde en güncel ve başarılı yöntemlerden biri mikrocerrahi, yani kısaca “MIC”olarak adlandırılan tekniklerdir. Bu yöntem, hastaya minimal travma ile maksimum fayda sunar.
Mikrocerrahi kanal genişletme ameliyatı, yalnızca 1.4 cm’lik küçük bir cilt kesisiyle gerçekleştirilir. Bu da hastanın iyileşme sürecini hızlandırır ve ameliyat sonrası konforunu artırır.
Operasyon, hastanın durumuna göre; genel anestezi (narkoz) altında veya epidural anestezi(uyutulmadan belden yapılan bölgesel uyuşturma) ile uygulanabilir.
Bu gelişmiş cerrahi yöntem sayesinde;
- Sinirler üzerindeki baskı hassas biçimde kaldırılır,
- Komşu dokulara zarar verilmez,
- Hasta kısa sürede ayağa kalkarak yaşam kalitesine yeniden kavuşur.
Omurilik Kanal Darlığı Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci
Omurilik kanal darlığı ameliyatı sonrasında en çarpıcı değişim, sinirlerin üzerindeki baskının kalkmasıyla birlikte tüm sinir iletim sisteminin yeniden rahatça çalışmaya başlamasıdır. Bu da doğrudan hareket kalitesine yansır.
İstisnai kas kayıpları olan hastalar dışında çoğu hasta, operasyonun ardından 2–3 saat içinde yürümeye başlar. Çünkü mikrocerrahi yöntemi sayesinde:
- Minimal doku travması ile operasyon yapılır,
- Kan kaybı yok denecek kadar azdır,
- İyileşme süreci hızlı ve güvenlidir.
Aylardır doğru düzgün yürüyemeyen bir hastanın ameliyat sonrası durmaksızın yürümesi, mikrocerrahinin başarısının en güzel kanıtıdır.
Ancak burada önemli bir not var: Ne kadar erken, o kadar etkili.
Geç kalınmış vakalarda, sinirlerdeki hasar kalıcı hale gelebilir. Böyle durumlarda en başarılı mikrocerrahi bile istenen sonucu veremeyebilir.
Bu nedenle yaşınız, kilonuz veya eşlik eden hastalıklarınız ne olursa olsun, ameliyat korkusu nedeniyle ertelemek geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabilir.
Mikrocerrahi ile yapılan kanal darlığı ameliyatlarında:
- Hasta ertesi gün taburcu olur,
- 1–2 hafta içinde iş ve sosyal hayata dönebilir.
%97–98 gibi yüksek başarı oranının arkasında, mikrocerrahi teknikler ve yıllara dayanan tecrübe vardır.
Omurilik kanal darlığı, özellikle yaşla birlikte artan bir sorun olsa da, doğru zamanda ve doğru teknikle müdahale edildiğinde yaşam kalitenizi belirgin şekilde artırabilecek bir hastalıktır. Mikrocerrahi tekniklerle yapılan müdahaleler sayesinde, artık “felç kalırım”, “iyileşemem” gibi korkular tarihe karışıyor.


TR
EN
